İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.
- The two lovers sat face to face, drinking tea.
O, toplumun müziğe âşık dediği kişidir.
- He's what society calls a real lover of music.
Sevgilim beni sevmiyor.
- My lover doesn't love me.
Tom çok iyi bir sevgili değil.
- Tom is not a very good lover.
Ben bir kedi severdim.
- I used to be a cat lover.
Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
- I have been a lover of sports since I was young.
Fransızlar Almanlardan daha iyi dostlar.
- The French are better lovers than the Germans.