Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.
- I usually toss my loose change into my desk drawer.
Öğrencilerimizin deprem kurbanlarının refahına katkıda bulunmaları için bize izin verin; cebimizdeki bozuk paralar bile bir yere kadar yeterli olacaktır.
- Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.
Dedemin göğsünde bir şarapnel parçası var.
- My grandfather has a piece of shrapnel in his chest.