Tom görünüş biçimini çok önemsiyor.
- Tom cares a lot about the way he looks.
Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
- It looks like Mary is drunk again.
Bu köpeğe kim bakıyor?
- Who looks after this dog?
Benim evim güneye bakıyor.
- My house looks to the south.
Benim evim denize doğru bakar.
- My house looks toward the sea.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
- The younger generation looks at things differently.
His charm and good looks accounted for much of his popularity in the polls.