Vahşi köpeğe dikkat edin!
- Look out for the wild dog!
Yankesicilere dikkat et.
- Look out for pickpockets.
Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'un çıkarlarına dikkat etmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'a dikkat etmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to look out for Tom.
Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Hiç olmazsa pencereden dışarıya bakmak istemediğine inanamıyorum.
- I can't believe you don't want to at least look out the window.
Gitmek ve dışarıya bakmak için kalktım.
- I got up to go and look outside.
Yankesicilere dikkat et.
- Look out for pickpockets.
Dikkat! Gelen bir araba var.
- Look out! There's a car coming.
Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'un çıkarlarına dikkat etmek zorundayım.
- I have an obligation to look out for Tom's interests.
Tom'a dikkat etmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to look out for Tom.
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Look out, and you will see the rain has stopped.
Then she straightened the kitchen, lit the lamp, mended the fire, looked out the washing for the next day, and put it to soak.
While you're in the city center, look out for the dodgy street vendors.
The raid failed when the lookout noticed the enemy group.
... makes them beautiful because that's sincerely who they are. Or you look out into the crowd ...
... - ( thudding ) - LOOK OUT BELOW! ...