Eve bir göz atmak için gideceğim.
- I will go and take a look at the house.
Buna bir göz atmak ister misin?
- Would you like to take a look at it?
Bu Japon arabasına bak.
- Look at this Japanese car.
Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
- Every time I look at this picture, I think of my father.
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
Çiçekler bakmak için çok güzeldi.
- The flowers were very beautiful to look at.