Ailenin kültürel geçmişini göz önüne almak çok önemlidir.
- It is very important to consider the cultural background of the family.
Bu sorunu göz önüne almak zorundayız.
- We have to take this problem into consideration.
Bazı insanlar Klingon, Interlingua ve Esperanto gibi dilleri öğrenmenin zaman kaybı olduğunu düşünmektedir.
- Some people consider it a waste of time to study languages such as Klingon, Interlingua and Esperanto.
Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.
Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
- Tom didn't take Mary's age into consideration.
Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
- I had to consider Tom's proposal.
Tom Mary'yi bir kahraman olarak görmektedir.
- Tom considers Mary to be a heroine.
Ben ebevenylerime yardım etmenin benim vazifem olduğunu hesaba katarım.
- I consider it my duty to help my parents.
O hesaba katmak için çok fazla.
- That's a lot to consider.