Tom'la uzun tartışmalarımız vardı. - We have had lengthy discussions with Tom.
Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi. - Dan resolved to write a lengthy article to expose Linda's illegal deals.
Englisch - Englisch
Definition von long and overextended, especially in time rather than dimension im Englisch Englisch wörterbuch