Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Dünya aptal insanlarla dolu.
- The world is full of dumb people.
Dünyada birçok insan açtır.
- Many people in the world are hungry.
Kalabalık bir insan grubu toplandı.
- A large crowd of people gathered.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
- It is rude to point at people.
Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır.
- Generosity is innate in some people.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
- Tom was looking for some people to help him move his piano.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
- I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Ailemde dört kişi var.
- There are four people in my family.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.