living tissue that makes up the body's skeleton

listen to the pronunciation of living tissue that makes up the body's skeleton
Englisch - Türkisch

Definition von living tissue that makes up the body's skeleton im Englisch Türkisch wörterbuch

bone
{s} kemik

Buz gibi bir rüzgar bizi kemiklerimize kadar dondurdu. - The icy wind cut us to the bones.

Kemikler buzda donmuş olarak kaldı. - The bones remained frozen in the ice.

bone
kılçık

Bu çok kılçıklı bir balık. - This fish has a lot of bones.

Çok kılçıklı balıkları yemeği sevmem. - I don't like to eat fish with many bones.

bone
{f} kılçığını ayırmak
bone
(Tıp) Kemik, os
bone
hafızlamak
bone
ayıklamak
bone
kemiklerini ayırmak
bone
{s} kemikten yapılmış
bone
kemiklerini ayıklamak
bone
sünük
bone
{i} tartışma konusu
bone
{i} balina (çubuk)
bone
dilibone ash kemik kulu
bone
bone bonelesske
bone
vücut
bone
{f} k.dili. çok çalışmak, hafızlamak, kuşlamak
bone
(isim) kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu
Englisch - Englisch
bone
living tissue that makes up the body's skeleton

    Silbentrennung

    li·ving tis·sue that makes up the body's skel·e·ton

    Türkische aussprache

    lîvîng tîşu dhıt meyks ʌp dhi bädiz skelıtın

    Aussprache

    /ˈləvəɴɢ ˈtəsʜo͞o ᴛʜət ˈmāks ˈəp ᴛʜē ˈbädēz ˈskelətən/ /ˈlɪvɪŋ ˈtɪʃuː ðət ˈmeɪks ˈʌp ðiː ˈbɑːdiːz ˈskɛlətən/
Favoriten