Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
Linda müzik dinlemek için parka gitti.
- Linda went to the park to listen to music.
İyi bir dinleyici fakat kötü bir konuşmacı.
- He is a good listener but a poor speaker.
Tom iyi bir dinleyicidir.
- Tom is a good listener.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to stories.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
- Listen! They're playing my favorite music.
Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler!
- In Soviet Russia, radio listens to the listener!
O, öğretmene hiç kulak vermez.
- He never listens to the teacher.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
- Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
Radyo dinlemek ister misin?
- Do you want to listen to the radio?
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
- I like listening to the radio.
I like to listen to music.