Eğer söyleyeceğin bir şey yoksa, dudaklarını kapalı tut.
- If you have nothing to say, keep your lips sealed.
Tom Mary'yi dudaklarından öptü.
- Tom kissed Mary on the lips.
Gözlerini kapadı, dudaklarını sıktı ve öpmek için öne eğildi.
- She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss.
We met a yellow-lipped woman.
Don’t give me any lip!.
He would have sprung upon Captain Blood, who stood aloof, alert, tight-lipped, and watchful.