Dilbilimsel sadelik mantıksızdır.
- Linguistic purism is unreasonable.
Onun dilsel yetenekleri tanınmadan iki yıl önce şirket tarafından istihdam edilmişti.
- He had not been employed by the company two years before his linguistic abilities were recognized.
Biz başkalarına kendi dilsel normlarını empoze etmeye çalıştığımızda biz antidemokratik miyiz?
- Are we undemocratic when we try to impose our own linguistic norms on others?
Bu kitap yeni dilbilim teorisi ile ilgilenir.
- This book deals with the new theory of linguistics.
Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- Linguistics is the discipline which aims to describe language.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.
- He studies computational linguistics.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Dilbilimi dili tanımlamak için çalışan bir bilim dalıdır.
- Linguistics is a science that tries to describe language.
Profesör Ito dilbilimi eğitimi için Amerika Birleşik Devletlerine gitti.
- Professor Ito went to the United States for the purpose of studying linguistics.
The message is that we need language features that deal with schematic and linguistic discrepancies.