limonlu

listen to the pronunciation of limonlu
Türkisch - Englisch
lemon

These lemon-almond cookies are excellent. - Bu limonlu bademli kurabiyeler enfes.

I like lemonade more than orangeade. - Limonlu gazozu portakallı gazozdan daha çok severim.

flavored with or containing lemon juice
lemony
(something) that contains sliced or grated lemon peel
furnished or garnished with a slice of lemon
lemon-flavored, lemon; lemon-scented, lemon
containing lemon juice
limon
lemon

These lemons are fresh. - Bu limonlar çok taze.

The lemon is a sour fruit. - Limon ekşi bir meyvedir.

limonlu gazoz
lemonade

I like lemonade more than orangeade. - Limonlu gazozu portakallı gazozdan daha çok severim.

limonlu gazoz
lemon soda
limon
(Botanik, Bitkibilim) citrus
limon
citric

Lemons contain citric acid. - Limonlar sitrik asit içerir.

limon
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: turunçgiller,narenciye) lemon
rom ve limonlu koktely
daiquiri
seker sirke ve limonlu
adj. sweet-and-sour
seker sirke ve limonlu
special flavor that is mixture of sweet and sour (used especially in Oriental cooking)
votka ve limonlu koktely
daiquiri
Englisch - Englisch

Definition von limonlu im Englisch Englisch wörterbuch

Limon
{i} family name; Jose Limon (1908-72), Mexican-American choreographer and dancer who founded a modern dance company in 1946
Türkisch - Türkisch
İçine limon sıkılmış veya limon doğranmış
Limon
suluzırtlak
limon
Bu ağacın sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi
limon
Turunçgillerden, 3-5 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, beyaz çiçekli bir ağaç (Citrus limonum)
limonlu
Favoriten