Bazı kısıtlamalar var.
- There are some limitations.
Bazı sınırlamalar var.
- There are some limitations.
O, kendi sınırlarını bilir.
- She knows her limitations.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.
- Tom didn't find anyone who met the requirements.
Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
- Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
her claims should nat have been dismissed as outside the statute of limitations.
The lawyer obtained impunity by dragging his obviously guilty client's case beyond the 10 years limitation.
... ALAN RUSBRIDGER: But what are the limitations of that? ...
... But they also have limitations. ...