Could you show me the way to the port?
- Bana limana giden yolu gösterir misiniz?
Hundreds of ships left American ports.
- Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
The harbor can be blocked.
- Liman bloke edilebilir.
The island has a fine harbor.
- Adanın güzel bir limanı var.
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
- Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
The police found Tom's body floating in the harbour.
- Polis, Tom'un vücudunu limanda yüzerken buldu.
Odessa and Sebastopol are seaports on the Black Sea.
- Odessa ve Sivastopol Karadeniz'de limandır.
The girl was gazing at the dock.
- Kız limana bakıyordu.
Hundreds of ships left American ports.
- Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
Many ports are in the east.
- Pek çok limanlar doğudadır.
Is there a marina nearby?
- Yakında bir yat limanı var mı?
Tom is heading to the marina.
- Tom yat limanına gidiyor.