Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

like, resembling, homogeneous, equal

listen to the pronunciation of like, resembling, homogeneous, equal
Englisch - Türkisch

Definition von like, resembling, homogeneous, equal im Englisch Türkisch wörterbuch

similar
benzer

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir. - The climate of New Zealand is similar to that of Japan.

Benim görüşüm seninkine benzer. - My opinion is similar to yours.

similar
benzerlik

Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir? - What are some similarities among ethnic groups?

Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır. - Malay has many similarities with Indonesian.

similar
emsal
similar
{s} 1. benzer, benzeş: It's similar to that. Ona benzer bir şey. These two things are similar. Bu iki şey birbirine benziyor. Okan and Kaan are
similar
benzeş
similar
aynılık
similar
okşar
similar
aynı türden
similar
bendeş
similar
okşaş
similar
müşabih

Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim. - I haven't seen something similar my whole life.

similar
aynı şekilde

Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz. - You all display similar behavior.

similar
şekilde aynı olan
similar
similarity benzeyiş
similar
aynı

Çoğu insan aynı hataları yapar. - Many people make similar mistakes.

Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz. - We too have a similar approach.

similar
benzeyen şey
similar
(sıfat) benzer, benzeyen, eş, benzeşen
similar
{s} benzeşen
similar
similarlybunun gibi
Englisch - Englisch
{a} similar