He won't say no to a glass of liqueur.
- O bir bardak liköre hayır demeyecek.
Umeshu is a Japanese liqueur made from plums.
- Umeshu erikten yapılmış bir Japon likörüdür.
The cherry cordials are her favorites out of the whole chocolate box.
- Bütün çikolata kutusunun dışında kiraz likörleri onun gözdeleridir.
Liquor is not sold at this store.
- Bu dükkânda likör satılmaz.
Lips that touch liquor shall not touch mine.
- Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.