likör

listen to the pronunciation of likör
Türkisch - Englisch
liqueur

He won't say no to a glass of liqueur. - O bir bardak liköre hayır demeyecek.

Umeshu is a Japanese liqueur made from plums. - Umeshu erikten yapılmış bir Japon likörüdür.

cordial

The cherry cordials are her favorites out of the whole chocolate box. - Bütün çikolata kutusunun dışında kiraz likörleri onun gözdeleridir.

creme
liquor

Liquor is not sold at this store. - Bu dükkânda likör satılmaz.

Lips that touch liquor shall not touch mine. - Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.

rosolio
benedictine
likör gösterir misiniz
Would you show me some liqueurs
likör kadehi
pony
siyah likör
(Matbaacılık, Basımcılık) black liquor
damıtılarak yapılmış likör
spirituous liquor
krem likör
creme
macar likör şarabı
tokay
renksiz bir likör
kummel
Türkisch - Türkisch
Meyve veya bazı bitkiler ile alkol, esans karışımından yapılan şekerli içki
Meyve veya bazı bitkiler ile alkol, esans karışımından yapılan şekerli içki: "Bu likör vakitsiz, amma şişeleri açmış bulunduk."- P. Safa
şekerli bir içki
likör bardağı
Likör ikram edilen küçük, ince ve zarif cam bardak
likör
Favoriten