light or vehicle operating on electricity; electrical equipment

listen to the pronunciation of light or vehicle operating on electricity; electrical equipment
Englisch - Türkisch

Definition von light or vehicle operating on electricity; electrical equipment im Englisch Türkisch wörterbuch

electric
{s} elektrik

Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var. - Something is wrong with our electric heater.

Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı. - Heat was spread throughout the room by the electric stove.

electric
{s} elektrikli

Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü. - He was electrocuted while playing the electric harp.

Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor. - Our electric heater does not work well.

electric
{s} heyecan verici
electric
(Elektrik, Elektronik) elektrik (ile ilgili)
electric
çok heyecanlı
electric
çıngılı
electric
çıngılık
electric
çıngıyla ilgili
electric
{s} elektro

Kardeşim bir elektrogitar aldı. - My brother bought an electric guitar.

1888 yılında icat edilen, Alman Flocken Elektrowagen, dünyanın ilk elektrikli otomobili olarak kabul edilmektedir. - The German Flocken Elektrowagen, invented in 1888, is considered to be the world's first electric car.

electric
(Tıp) (al) Elektriğe ait, elektriki, elektrikli
electric
{s} gerilimli
electric
elektriki
electric
{s} elektrikle ilgili
electric
elektriksel

Şimşek, elektriksel bir olaydır. - Lightning is an electrical phenomenon.

electric
electric blue çelik mavisi
electric
electric eel Güney Amerika nehirlerine mahsus elektrik saçan bir çeşit iri yılan balığı
electric
electric chair elektrikli sandalye
electric
heyecan veya ürperme veren
Englisch - Englisch
{i} electric
light or vehicle operating on electricity; electrical equipment

    Silbentrennung

    light or ve·hi·cle operating on electricity; e·lec·tri·cal e·quip·ment

    Aussprache

Favoriten