Şu anda hassas bir konumdayım.
- I am now in a delicate position.
Bir bebeğin hassas cildi vardır.
- A baby has delicate skin.
Layla'nın çok zarif özellikleri vardı.
- Layla had very delicate features.
Narin, zarif çiçekler çiçek açmış.
- The delicate, graceful flowers are in bloom.