Ruhsatın olmadan ava gitmemelisin.
- You're not supposed to go hunting without a license.
Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
- I was fined for fishing without a license.
Posta ile lisansını alacaksın.
- You'll be receiving your license in the mail.
Benim lisansım hâlâ askıda.
- My license is still suspended.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
- She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.
Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Ehliyetine bakmama izin ver.
- Let me take a look at your driver's license.
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
The goldfish licenser was on vacation.