level, parallel, calm, uniform

listen to the pronunciation of level, parallel, calm, uniform
Englisch - Türkisch

Definition von level, parallel, calm, uniform im Englisch Türkisch wörterbuch

even
{f} eşit olarak bölüştürmek
even
{s} dengeli
even
tam (sayı)
even
de
even
hatta ve hatta
even
acısını çıkarmak
even
bile

O bir sineğe bile zarar veremez. - She can't even harm a fly.

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil. - She is never online, even during her vacation.

even
engebesiz
even
daha da

Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum. - I like physics, and I like mathematics even more.

Şimdi sizi daha da çok seviyorum arkadaşlar! - Now I love you guys even more!

even
hatta

Hatta babama karşı onu destekledim. - I supported her even against my father.

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler. - We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.

even
da
even
tamamıyla

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun? - Do you even remember Tom?

even
{s} temkinli
even
neredeyse

Neredeyse Tom'u hatırlamıyorum. - I barely even remember Tom.

Seni neredeyse hiç tanımıyorum. - I hardly even know you.

even
{s} düz, engebesiz
even
dahi

Kiminle buluşmaları gerektiğini dahi bilmiyorlardı. - They didn't even know who they were supposed to meet.

Tom'un neye benzediğini dahi hatırlamıyorum. - I don't even remember what Tom looked like.

even
düzeltmek
even
{s} başabaş
Englisch - Englisch
{a} even
level, parallel, calm, uniform
Favoriten