There is yet one minor blemish.
- Henüz küçük bir leke var.
Her skin was white as milk and she had not a single blemish anywhere.
- Onun teni süt gibi beyazdı ve hiçbir yerinde tek bir lekesi yoktu.
It's going to be difficult to remove this stain.
- Bu lekeyi çıkarmak zor olacak.
My hands are stained with paint.
- Ellerim boya ile lekelendi.
The white spots on Saturn are believed to be powerful storms.
- Satürn üzerindeki beyaz lekelerin, güçlü fırtınalar olduklarına inanılır.
Tom has red spots all over his body.
- Tom'un vücudunun her yerinde kırmızı lekeler var.
Dan found blood spatter on the wall.
- Dan duvarda kan lekesi buldu.
There were blood spatters on the wall.
- Duvarda kan lekeleri vardı.
There were ink blots on the paper.
- Kağıtta mürekkep lekeleri vardı.
I got an ink blot on this form.
- Bu formda bir mürekkep lekesi yaptım.
Why do you like smearing China so much?
- Neden Çin'i bu kadar lekelemekten hoşlanıyorsun?