I speak a little Polish, just enough to make myself understood.
- Derdimi anlatabilecek kadar Lehçe konuşurum.
Timuçin learns Polish.
- Timuçin, Lehçe öğreniyor.
Tom always makes fun of John because of his dialect.
- Lehçesinden dolayı, Tom her zaman John'la alay eder.
They were speaking in a Southern dialect.
- Onlar Güney Lehçesi ile konuşuyorlardı.