Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.
- We consider public libraries a legitimate citizen's right.
Bu meşru bir endişedir.
- It's a legitimate worry.
O bana yasal görünüyor.
- That seems legit to me.
Bu tamamen yasal geliyor.
- This sounds totally legit.
After stealing my handbag he just legged it.
As soon as I heard about the fire I legged it over here as fast as I could.