O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü.
- She took the tablecloths to the laundry.
Çamaşırhane bodrumdadır.
- The laundry room is in the basement.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Tom çamaşırlarını katlıyor.
- Tom is folding his laundry.
Çamaşırları almam lâzım.
- I need to pick up the laundry.