Tom binadan ayrılmak zorunda kalacak.
- Tom will have to leave the building.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin, her durumda erken ayrılmak zorundasın.
- In any case, you have to leave early, whether you like it or not.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Dışarı çıkmadan önce kapıyı kilitlemeden bırakmak onun dikkatsizliğiydi.
- It was careless of her to leave the door unlocked when she went out.
O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti
- She took two weeks' leave and visited China.
Şimdi gitmemize izin verir misin?
- Will you permit us to leave now?
Tom asla Boston'u terk etmek istemiyor.
- Tom doesn't want to ever leave Boston.
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
- Tom got an emergency call and had to leave work.
Daha uzun süre kalmak istiyorum ama gitmek zorundayım.
- I'd like stay longer, but I have to leave.
Geride kalmak yerine terk etmeyi seçtim.
- I chose to leave instead of staying behind.
Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
- Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
- The leaves of the trees turn yellow in fall.
Hareket etmek için hazır ol.
- Be prepared to leave.
O, Londra'ya hareket etmek üzeredir.
- He is about to leave for London.
Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- It sounds like they're not going to leave.
O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.
- I was about to leave my house when she rang me up.
Hemen yola çıkmak zorundayız.
- We have to leave at once.
Yola çıkmak için ne zaman hazır olursun?
- When will you be ready to leave?
Vedalaşmadan gitmek istediğine emin misin?
- Are you sure you want to leave without saying goodbye?
Tom'la vedalaşıncaya kadar gidemezsin.
- You can't leave until you've said goodbye to Tom.
Tom, ülkeyi terketmek istediğini söylüyor.
- Tom says he wants to leave the country.
Sami, Leyla'yı terketmek istiyordu.
- Sami wanted to leave Layla.
Tren kalkmak üzere. Acele et.
- The train's about to leave. Hurry up.
Cambridge treni 5. platformdan kalkmaktadır.
- The train for Cambridge leaves from Platform 5.
I think you'd better leave.
When he had leeft speakynge, he sayde vnto Simon: Cary vs into the depe, and lett slippe thy nette to make a draught.
I'll leave the car in the station so you can pick it up there.
I left the band.
Can't we just leave this to the experts?.
When my father died, he left me the house.
And by myssefortune Sir Bors smote Sir Launcelot thorow the shylde into the syde, and the speare brake and the hede leffte stylle in the syde.
I left the country and I left my wife.
I've been given three weeks' leave by my boss.
There's not much food left, we'd better go to the shops.
... MR. LEHRER: ' before we leave the economy ' ...
... IF I DON'T LEAVE, YOU'RE ALL GONNA LOSE THE DOJO. ...