Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's difficult to learn a foreign language.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's hard to learn a foreign language.
Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.
- We had to learn the poem by heart.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Tom bilgili bir adam.
- Tom is a learned man.
Bilgili insanlar cahil insanları küçümseme eğilimindedir.
- The learned are apt to despise the ignorant.
Sen hızlı bir öğrencisin.
- You are a fast learner.
Tom öğrencisinin iznini almak üzereydi.
- Tom was about to get his learner's permit.
Tom'dan senin hakkında bilgi edindim.
- I learned about you from Tom.
Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin.
- No one is so learned that he can know all things.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.
- Bullying is a learned behavior.
Biz Fransızca öğrenerek çok eğleniyoruz.
- We're having a lot of fun learning French.
İngilizce öğrenerek iyi zaman geçirdik.
- We had good time, learning English.
Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
- Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
- To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
Sevgili dil öğrenicisi, bir gün, uluslararası sesletim derneği çizelgelerini tetkik etmekten vazgeçmelisin ve insanları dinlemeye başlamalısın.
- Someday, dear language learner, you must stop poring over IPA charts and start listening to people.
Tom bir yavaş öğrenici.
- Tom is a slow learner.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
O Esparanto öğrenirken olmadı.
- That didn't happen when I was learning Esperanto.
Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.
- Soon learnt, soon forgotten.
Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.
- I learnt nothing from the teacher.
I am learning english.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Ben Japonca öğreniyorum.
- I am learning Japanese.
Bilgiye değer verip öğrenmek Yahudilerin tekelinde değildir.
- Learning and cherishing data are not just the domain of Jewish people.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- I have been learning a science.
Learn how to do it better!.
That'll learn him to bust my tomater.
He just learned that he will be sacked.
For, as he took delight to introduce me, I took delight to learn.
Anyone who tries to cycle will learn the hard way that grazes are painful.
Work slowly and cautiously until you have learned the ropes.
Learn to play, man, you absolutely failed that round.
My learned friend (a formal, courteous description of a lawyer).
Everyday behavior is an overlay of learned behavior over instinct.
Learning to ride a unicycle sounds exciting.
It is never too late to learn.
- It's never too late to learn.
It is not easy to learn a foreign language.
- It isn't easy to learn a foreign language.
... And then the world can learn from that and move on. ...
... he learn basketball? And for God's sake, why can't he find a nice Japanese girl? I ...