Sızdıran bir musluğum var.
- I have a leaking tap.
Sızdıran musluklar çok fazla su israf ediyor.
- Leaking taps waste a lot of water.
Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.
- His secretary flatly denied leaking any confidential information.
Sızdıran musluğu durdurmayı başaracaklar mı?
- Will they manage to stop the leaking tap?
Sami, Leyla'nın adresini sızdırmakla tehdit etti.
- Sami threatened to leak Layla's address.
komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
- Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
- There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
- There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
- Every time it rains, the roof leaks.
Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
- Someone leaked the secret to the enemy.
Çatıda bir sızıntı var.
- There is a leak in the roof.
Çatıda bir sızıntı var.
- There's a leak in the roof.
Kaçak derhal durdurulmalı.
- The leak needs to be stopped immediately.
The faucet has been leaking since last month.
Someone must have leaked it to our competitors that the new product will be out soon.
... And if it were revealed that I was leaking that to you, I ...