Eve bir göz atmak için gideceğim.
- I will go and take a look at the house.
Buna bir göz atmak ister misin?
- Would you like to take a look at it?
Meg bile bana bakmadı.
- Meg didn't even look at me.
Bu Japon arabasına bak.
- Look at this Japanese car.
O, postere bakmak için durakladı.
- He paused to look at the poster.
Çiçekler bakmak için çok güzeldi.
- The flowers were very beautiful to look at.