Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
- Prepare to launch torpedoes.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Tanker törenin ardından suya indirildi.
- The tanker was launched after the ceremony.
Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
- They launched a series of major economic programs.
Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
- They decided to launch a major attack.
Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
- They decided to launch a major attack.
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
- The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Uydu fırlatma canlı olarak yayınlandı.
- The satellite launch was broadcast live.
Onlar bir roket fırlattı.
- They launched a rocket.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
- The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Can we this quote? Launch your hearts with lamentable wounds. - Edmund Spenser.
launch the space shuttle, launch a ship.
My class was wearing butter-yellow pique dresses, and Momma launched out on mine. She smocked the yoke into tiny crisscrossing puckers, then shirred the rest of the bodice.
... my ministrations launched two hubs ...
... Recently we launched two more countries, Thailand and ...