İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.
- At last a good idea struck me.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
- At last, they purchased freedom with blood.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
- At last, Mario managed to win the princess's love.