We saw that a nail was stuck in the tyre.
- Lastikte bir çivi sıkıştığını gördük.
The recommended tyre pressure of the average car is around 32 psi.
- Ortalama bir araba için önerilen lastik basıncı yaklaşık 32 psi'dir.
Tom was beaten to death with a tire iron.
- Tom lastik bir demirle ölümüne dövüldü.
Could you check the tires?
- Lastikleri kontrol eder misin?
Tom put on his rubber gloves.
- Tom lastik eldivenlerini taktı.
Tom and Mary were both wearing rubber gloves.
- Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı.
A rubber ball bounces because it is elastic.
- Elastik olduğu için lastik bir top seker.
Tom gave me a nice set of aluminum wheels, but he kept the tires.
- Tom bana güzel bir alimünyum jant seti verdi ama o lastikleri sakladı.
I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.
I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
When a tire loses its tread, it's time to buy a new one.
- Bir lastik sırtını kaybederse, yeni bir tane alma zamanıdır.
Tom put on some rubber gloves so he wouldn't leave fingerprints.
- Tom parmak izi bırakmamak için bir lastik eldiven giydi.
Tom pulled on a pair of rubber gloves.
- Tom bir çift lastik eldiven giydi.
Fill the tires with air.
- Lastikleri havayla doldur.
Will you check the tires?
- Lastikleri kontrol eder misin?