Asya, dünya kıtalarının en geniş ve en kalabalığıdır.
- Asia is the largest and most populated of the world's continents.
Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
- France is the largest country in Western Europe.
Bu elbiseler çok büyük.
- These dresses are too large.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
- The Sahara Desert is almost as large as Europe.
Onun ailesi çok geniş.
- Her family is very large.
Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
- The river flooded a large area.
Ona şişman denmez, iriydi.
- He was large, not to say fat.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- He endowed the college with a large sum of money.
Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
- This bird's large wings enable it to fly very fast.
Onun kitaplığında çok sayıda kitabı var.
- He has a large number of books on his bookshelf.
İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest.
- The prisoner who escaped two days ago is still at large.
Kaçan tutuklu hala serbest.
- The escaped prisoner is still at large.
That shipment of Beanie Babies will cost you forty large.
... did in Massachusetts. It wasn't a government takeover of health care. It was the largest ...
... into the largest contiguous landmass on Earth, Afro-Eurasia. ...