Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
- A nation need not necessarily be powerful to be great.
Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi.
- Tom had a really great time.
Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.
- I think this tie will go great with that shirt.
Bu pilavın harika tadı var.
- This pilaf tastes great!
Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
- I've got some great ideas but I need money.
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
- A tiny spark may become a great flame.
Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.
- The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her.
O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
O çok önemli bir adam.
- He is a man of great importance.
Bu, çok önemli bir konu.
- This is a matter of great importance.
Dün kardeşlerim ve arkadaşlarım beraber süper bir akşam geçirdik ve mangal da çok iyidi.
- We had a great evening yesterday with my brothers and my friends, and the barbecue was very good, too.
Çok iyi hissetmiyorum.
- I haven't been feeling so great.
Bu müthiş bir fırsat.
- It's a great opportunity.
Zaman müthiş bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
- Time is a great teacher, but unfortunately it kills all its pupils.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
- You have great talent. You are truly gifted.
İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
- England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Online alışveriş ve rezervasyonun büyümesi tüketiciler için hayatı oldukça iyileştirdi.
- The growth of online shopping and booking has greatly improved life for the consumers.