large in number; numerous; as, a great company, multitude, series, etc

listen to the pronunciation of large in number; numerous; as, a great company, multitude, series, etc
Englisch - Türkisch

Definition von large in number; numerous; as, a great company, multitude, series, etc im Englisch Türkisch wörterbuch

great
{s} ulu

Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez. - A nation need not necessarily be powerful to be great.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

great
muhteşem

Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum. - I think this tie will go great with that shirt.

Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi. - Tom had a really great time.

great
büyük (derece/miktar)
great
dağlar kadar
great
hayvani
great
mühim
great
harika

Bu pilavın harika tadı var. - This pilaf tastes great!

İtalya'da yemekler harikaydı. - The food was great in Italy.

great
kocaman

Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir. - A tiny spark may become a great flame.

great
koca

Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir. - A tiny spark may become a great flame.

Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı. - Her husband's illness caused her great anxiety.

great
önemli

Bu sorun çok önemlidir. - This matter is of great importance.

Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi. - The tax increases affected our lives greatly.

great
nefis
great
çok iyi

Dün kardeşlerim ve arkadaşlarım beraber süper bir akşam geçirdik ve mangal da çok iyidi. - We had a great evening yesterday with my brothers and my friends, and the barbecue was very good, too.

O kayakta çok iyidir. - She is great at skiing.

great
müthiş

Avukatın müthiş profesyonel yeteneği sayesinde çok sayıda müvekkili var. - Because of his great professional skill, the lawyer has a large number of clients.

Bu müthiş bir fırsat. - It's a great opportunity.

great
yetenekli

Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin. - You have great talent. You are truly gifted.

great
{s} büyük

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır. - An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz. - To our great surprise, he suddenly resigned.

great
{s} iyi

Online alışveriş ve rezervasyonun büyümesi tüketiciler için hayatı oldukça iyileştirdi. - The growth of online shopping and booking has greatly improved life for the consumers.

Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir. - Great care has been taken to use only the finest ingredients.

Englisch - Englisch
great
large in number; numerous; as, a great company, multitude, series, etc
Favoriten