Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
- It's practical to have a laptop.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I will give you a laptop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I'll give you a laptop computer.
Benim diz üstü bilgisayarım çalındı.
- My laptop has been stolen.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
- I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
... coming to all your desktops and laptops through Chrome. ...
... It's not just desktops, phones, and laptops anymore. ...