It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
Damn it, Tom. I said no!
- Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
Damn! I forgot to buy rice.
- Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
Wisdom is a curse when wisdom does nothing for the man who has it.
- Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
She cursed him for forgetting his promise.
- Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.
Shut that bloody door!
- O lanet kapıyı kapat!
Close the bloody door.
- Lanet olası kapıyı kapat.
Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
Damned, you look good!
- Lanet, iyi görünüyorsun!
For fuck's sake, where did I put my goddamn house keys?
- Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
The thief cursed the police for finding him.
- Kendisini bulduğu için polisi lanetledi.
She cursed him for forgetting his promise.
- Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.