It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
I'd do any damn thing for you.
- Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.
She cursed him for forgetting his promise.
- Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.
Wisdom is a curse when wisdom does nothing for the man who has it.
- Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
Close the bloody door.
- Lanet olası kapıyı kapat.
There was not a bloody soul.
- Lanet olası bir ruh yoktu.
I can't get rid of that damned sentence!
- Ben o lanet cümleden kurtulamıyorum!
There are three kinds of lies: lies, damned lies and statistics
- Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.
For fuck's sake, where did I put my goddamn house keys?
- Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
Tom cursed himself for his carelessness.
- Tom dikkatsizliği için kendini lanetledi.
The thief cursed the police for finding him.
- Kendisini bulduğu için polisi lanetledi.