Bu ev ve bu topraklar benim!
- This house and this land are mine.
Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.
- About one third of the earth's surface is land.
George arsa satın alırken kandırıldı.
- George was tricked into buying the land.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.
- Elephants are the world's largest land animals.
Fil en büyük kara hayvanıdır.
- The elephant is the largest land animal.
O, arazisini elden çıkarmak istiyor.
- He wants to dispose of his land.
Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- You can't build buildings on swampy land.
Bir uçağı bu adaya indirmek mümkün mü?
- Is it possible to land a plane on this island?
Benim atalarım bu memleketin öncüleriydi.
- My ancestors were the pioneers of this land.
İtalya güzel bir memlekettir.
- Italy is a beautiful land.
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
- Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
Ne zaman karaya çıkacağız?
- When are we going to land?
Birçok ülkeden gezgin geldi.
- The travelers came from many lands.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
- Settlers were forced off their land.
Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Uçak zorunlu iniş yaptı.
- The plane made a forced landing.
Uçak mükemmel bir iniş yaptı.
- The plane made a perfect landing.
Sami acil iniş yapmak zorunda kaldı.
- Sami was forced to make an emergency landing.
Körler diyarında, tek gözlü adam kraldır.
- In the land of the blind, the one-eyed man is king.
Sonuçta, bu şeker hastalığı diyarı.
- After all, this is the land of diabetes.
Kartal yere inmek üzere.
- The eagle is about to land.
Biz inmek için çaresizce bir yer arıyoruz.
- We're looking desperately for a place to land.
Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.
- Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.
Philae'nin iniş alanına Agilkia adı verildi.
- Philae's landing site was named Agilkia.
O çok fazla arazi tutuyor.
- He holds a lot of land.
Tom otuz yıldan daha fazla süredir o araziye sahip.
- Tom has had that land for more than thirty years.
Sami acil iniş yapmak zorunda kaldı.
- Sami was forced to make an emergency landing.
Emlak piyasasının sönmesi nedeniyle Tokyo'daki ev sahipleri panik içindedirler.
- Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft.
10. You will be civil and attentive to passengers, giving proper assistance to ladies and children getting in or out, and never start the car before passengers are fairly received or landed.
He got an awful land when the police arrived.
Use the net to land the fish.
The plane is about to land.