Tom kendini tamamen güçsüz hissetti.
- Tom felt completely powerless.
Başkan güçsüz görünüyordu.
- The president appeared powerless.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
O, hastalığından sonra hâlâ güçsüzdü.
- She was still weak after her illness.
Kahvemi hafif severim.
- I like my coffee weak.
Kahvemi hafif istiyorum.
- I'd like my coffee weak.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
- I don't like feeling so powerless.