lack; shortage

listen to the pronunciation of lack; shortage
Englisch - Türkisch

Definition von lack; shortage im Englisch Türkisch wörterbuch

deficit
{i} (bütçe, hesap v.b.'nde) açık; zarar
deficit
{i} eksiklik
deficit
{i} hesap açığı
deficit
açık hesap
deficit
(bütçe/hesap) açık
deficit
açık

Ticaret açıkları iyi mi yoksa kötü mü? - Are trade deficits good or bad?

Şirket ilk çeyrekte 400 milyon dolar açık verdi. - The company incurred a deficit of $400 million during the first quarter.

deficit
{i} dezavantaj
deficit
(Avrupa Birliği) açık, eksik
deficit
(Askeri) AÇIK, HESAP AÇIĞI: Bak. "deficiency (1) "
deficit
açık,zarar
deficit
eksik/açık
Englisch - Englisch
{i} deficit
lack; shortage
Favoriten