lack, scarcity, deficit, deficiency

listen to the pronunciation of lack, scarcity, deficit, deficiency
Englisch - Türkisch

Definition von lack, scarcity, deficit, deficiency im Englisch Türkisch wörterbuch

shortage
{i} eksiklik
shortage
{i} yokluk
shortage
{i} kıtlık
shortage
(Ticaret) darlık
shortage
açık
shortage
sıkıntı

Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu. - The bad harvest caused massive food shortages.

2010 yılında, H1N1 aşısı sıkıntısı vardı. - In 2010, there was a shortage of H1N1 vaccine.

shortage
eksik
Englisch - Englisch
{i} shortage
lack, scarcity, deficit, deficiency
Favoriten