The luxuriousness of the spa was present even in the expensive paper fittingly used for the bill.
Art is not a luxury, but a necessity.
- Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
They used to live in luxury.
- Lüks içinde yaşarlardı.
Tom lives in a luxurious home.
- Tom lüks bir evde yaşıyor.
Boredom is one of the most luxurious things.
- Can sıkıntısı en lüks şeylerden biridir.
Art is not a luxury, but a necessity.
- Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
She used to live in luxury.
- O lüks içinde yaşardı.
What is the difference between a deluxe room and a standard room?
- Lüks oda ve standart oda arasındaki fark nedir?
What comes with deluxe room service?
- Lüks oda servisi ile ne gelir?
He lives in a posh apartment near Central Park.
- O Central Park yakınındaki lüks bir dairede yaşıyor.
She went to a posh school.
- O, lüks bir okula gitti.
They furnished the house very luxuriously.
- Evi çok lüks bir şekilde döşediler.
I don't have a fancy car.
- Benim lüks bir arabam yok.
Have you ever wanted to have a fancy car?
- Hiç lüks bir araba sahibi olmak istedin mi?
I want to go and live in Luxembourg!
- Lüksemburg'a gidip yaşamak istiyorum!
What's the minimum salary in Luxembourg?
- Lüksemburg'ta en düşük maaş nedir?