The bus was heading north.
- Otobüs kuzeye gidiyordu.
We turned left at the corner and drove north.
- Köşede sola döndük ve kuzeye gittik.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
The Humboldt current is a cold ocean current that flows north along the west coast of South America.
- Humboldt akıntısı Güney Amerika'nın batı kıyısı boyunca kuzeye doğru akan soğuk bir okyanus akıntısıdır.
Typhoon No.11 is moving up north at twenty kilometers per hour.
- Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.
Hokkaido is in the northern part of Japan.
- Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
There is bad weather in the north.
- Kuzeyde kötü hava var.
Canada is on the north side of America.
- Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.
One of my dreams is to one day see the aurora borealis.
- Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.