Sami was convicted of killing a jeweler.
- Sami bir kuyumcuyu öldürmekten hüküm giymişti.
The jeweler mounted a big pearl in the brooch.
- Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.
Tom asked Mary what she had bought at the jewelry store.
- Tom Mary'ye kuyumcuda ne satın aldığını sordu.
In this jewelry store there are some pretty earrings.
- Bu kuyumcuda bazı güzel küpeler vardır.
My wedding ring was crafted by a skilled goldsmith.
- Alyansım yetenekli bir kuyumcu tarafından yapıldı.
My wedding ring was crafted by a skilled goldsmith.
- Benim evlilik yüzüğüm yetenekli bir kuyumcu tarafından yapıldı.