Your car has a broken taillight.
- Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.
Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerde kuyruklar yok.
I don't like waiting in queues.
- Kuyrukta beklemekten hoşlanmıyorum.
British people are used to standing in queues.
- İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
Tom is the last person in line.
- Tom kuyruktaki son kişi.
Tom stood in line for an hour.
- Tom bir saat kuyrukta bekledi.