British people are used to standing in queues.
- İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
The male peacock has colorful tail feathers.
- Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.
Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerde kuyruklar yok.
There was not a long queue at the bus stop.
- Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu.
A long queue had formed in front of the shop.
- Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.
Tom stood in line for an hour.
- Tom bir saat kuyrukta bekledi.
I stood in that line for thirty minutes.
- O kuyrukta otuz dakika durdum.