kuvvetler

listen to the pronunciation of kuvvetler
Türkisch - Englisch
armed forces silahlı
forces
militates
kuvvet
strength
kuvvet
force

Rebel forces prepared to fight. - İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.

Act too forcefully and you'll start a war. - Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.

kuvvet
power

The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws. - Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.

The third power of 3 is 27. - Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.

kuvvetler ayrılığı
(Politika, Siyaset) checks and balances
kuvvetler ayrımı
(Politika, Siyaset) separation of powers
kuvvetler ayırımı
(Ticaret) separation of powers
kuvvetler ayrılığı
Separation of powers, division of powers
Kuvvetler arası eğitim teşkilatı
(Askeri) inter-Service training organization
kuvvetler arası destek
(Askeri) inter-service support
kuvvetler arası destek anlaşması
(Askeri) inter-Service support agreement
kuvvetler arası eğitim
(Askeri) inter-service training
kuvvetler arası hizmet
(Askeri) cross servicing
kuvvetler arası öğretim
(Askeri) inter-service education
kuvvetler bileşkesi
(Fizik) resultant of forces
kuvvetler birliği
unity of power
kuvvetler dengesi
equilibrium of forces
kuvvetler dengesi
balance of powers
kuvvetler poligonu
forces polygon
kuvvetler poligonu
polygon of forces
kuvvetler sistemi
system forces
kuvvetler çokgeni
polygon of forces
kuvvetler ölçeği
scale of forces
kuvvetler üçgeni
triangle of forces
kuvvetler üçgeni
forces triangle
kuvvet
powerful

She's more powerful than you. - O senden daha kuvvetli.

kuvvet
{i} energy
kuvvet
moment
bakiye kuvvetler
(Askeri) residual forces
kuvvet
(Argo) kick
kuvvet
strain
kuvvet
intensity
kuvvet
vires
kuvvet
resource
kuvvet
puissance
kuvvet
arm

The armed forces succeeded in occupying the entire territory. - Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.

Which branch of the armed forces were you in? - Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?

kuvvet
(Askeri) balance
kuvvet
solid
kuvvet
faculty
tahsis edilmiş kuvvetler
(Askeri) assigned forces
kuvvet
vigour
kuvvet
pithiness
kuvvet
mightiness
kuvvet
forcefulness
kuvvet
might

Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question - Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.

kuvvet
action
kuvvet
muscle
kuvvet
doughtiness
kuvvet
steam
kuvvet
lustiness
kuvvet
pep
kuvvet
vim
kuvvet
activity
kuvvet
the force
Birleşik Devletler Müşterek Kuvvetler Komutanlığı
(Askeri) United States Joint Forces Command
Hava Kuvvetleri sözleşme takviye programı; Silahlı Kuvvetler sözleşme takviye pr
(Askeri) Air Force contract augmentation program; Armed Forces contract augmentation program
KUVVET
(Askeri) Harekatı
Müşterek Kuvvetler Komutanlığı Başkomutanı
(Askeri) Commander in Chief, Combined Forces Command
Müşterek Kuvvetler Komutanlığı Özel Harekat Unsuru
(Askeri) special operations capable exercise - SOCJFCOM Special Operations Command, Joint Forces Command
Silahlı Kuvvetler Başkomutanı
(Askeri) commander, Army forces
Silahlı Kuvvetler Denizaşırı Bölgeler Personel Dinlenme Merkezi
(Askeri) Armed Forces Professional Entertainment Overseas
Silahlı Kuvvetler Kan Programı
(Askeri) Armed Services Blood Program
Silahlı Kuvvetler Kan Programı Ofisi
(Askeri) Armed Services Blood Program Office
Silahlı Kuvvetler Kurmay Akademisi; Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri ihtisas k
(Askeri) Armed Forces Staff College; United States Air Force specialty code
Silahlı Kuvvetler Radyo ve Televizyon Hizmeti
(Askeri) Armed Forces Radio and Television Service
Silahlı Kuvvetler Radyobiyoloji Araştırma Enstitüsü
(Askeri) Armed Forces Radiobiology Research Institute
Silahlı Kuvvetler Sivil Personel Sağlık Hizmetleri Programı
(Askeri) Civilian Health and Medical Program for the Uniformed Services
Silahlı Kuvvetler Sıhhi Denetim Dairesi
(Askeri) Office of the Armed Forces Medical Examiner
Silahlı Kuvvetler Sıhhiye İstihbarat Merkezi
(Askeri) Armed Forces Medical Intelligence Center
Silahlı Kuvvetler Teşhis Adli Müşavirlik İnceleme Kurulu
(Askeri) Armed Forces Identification Review Board
Silahlı Kuvvetler Toplam Kan İşleme Laboratuarları
(Askeri) Armed Services Whole Blood Processing Laboratories
Silahlı Kuvvetler tıbbi muayene görevlisi
(Askeri) Armed Forces medical examiner
Silahlı Kuvvetler Üretim (Tedarik) Planlama Bürosu
(Askeri) Armed Service Production Planning Office
Silahlı Kuvvetler İmtihan ve Giriş Yeri
(Askeri) Armed Forces Examining and Entrance Station
askeri kuvvetler
troops

The troops marched past. - Askeri kuvvetler resmi geçit yaptı.

birleşik kuvvetler hava unsuru komutanı
(Askeri) combined force air component commander
dengeli müşterek kuvvetler
(Askeri) balanced collective forces
denksiz kuvvetler
unbalanced forces
görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
(Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
güvenlik kuvvetleri grubu; özel kuvvetler grubu
(Askeri) security forces group; special forces group
güvenlik kuvvetleri; tek frekans; özel kuvvetler; Standart Form
(Askeri) security forces; single frequency; special forces; Standard Form
kuvvet
main
kuvvet
potency
kuvvet
vigor
kuvvet
stamina
kuvvet
robustness
kuvvet
vinegar
kuvvet
strength, power, might " güç; power
kuvvet
dint

He succeeded by dint of effort. - O çaba kuvvetiyle başardı.

kuvvet
pith
kuvvet
exponent
kuvvet
strength, power; force; vigor
kuvvet
(Matematik) power
kuvvet
sinew
kuvvet
vis
kuvvet
thews
kuvvet
vigour [Brit.]
kuvvet
zing
kuvvet
punch
kuvvet
beef
kuvvet
command

The commander called reinforcements up. - Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.

kuvvet
doughty
kuvvet
thew
kuvvet
super
kuvvet
stress
kuvvet
juice
kuvvet
effort

He succeeded by dint of effort. - O çaba kuvvetiyle başardı.

mavi kuvvetler
(Askeri) blue forces
misafir kuvvetler
(Askeri) transient forces
mor kuvvetler
(Askeri) purple forces
mor kuvvetler komutanı
(Askeri) purple commander
müteakip kuvvetler harekat desteği
(Askeri) follow-on operational test
seferi kuvvetler
expeditionary force
silahlı kuvvetler
the armed forces
silâhlı kuvvetler
armament
silâhlı kuvvetler
armed forces

The armed forces occupied the entire territory. - Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.

Which branch of the armed forces were you in? - Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?

silâhlı kuvvetler
the forces
stratejik nükleer kuvvetler
(Askeri) strategic nuclear forces
stratejik olmayan nükleer kuvvetler
(Askeri) nonstrategic nuclear forces
tektonik kuvvetler
tectonic forces
transit kuvvetler
(Askeri) transient forces
turuncu kuvvetler
(Askeri) orange forces
uluslar arası standardizasyon anlaşması; Kuvvetler arası anlaşma
(Askeri) international standardization agreement; inter-Service agreement
vazife, düşman, dost kuvvetler, arazi, hava ve mevcut zaman
(Askeri) mission, enemy, terrain and weather, troops and support available-time available
yabancı askeri kuvvetler ve üsler
(Hukuk) foreign armed forces and bases
zırhlı kuvvetler
shield forces
zıt yönlü kuvvetler
opposite forces
özel kuvvetler harekat müfrezesi-A/B/C
(Askeri) special forces operations base - özel kuvvetler harekat üssü SFOD-A/B/C special forces operational detachment-A/B/C
özel kuvvetler sağlık çavuşu
(Askeri) special forces medical sergeant
Türkisch - Türkisch

Definition von kuvvetler im Türkisch Türkisch wörterbuch

KUVVET
(Osmanlı Dönemi) Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb. Kuvvet, te'sir ettiği cisimlerin hâricindedir
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) CEDL
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) DALAA
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) TIRK
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) TABAH
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) ŞERZ
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) ZEHEN
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) EZR
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) MİRRE
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) ARZA
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) İMAD
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) TURS
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) RÜSTÎ
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) RÜKN
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) NEVİS
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) ITAK
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) AZÂZE
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) KEFİT
Kuvvet
(Osmanlı Dönemi) BİYT
bindirilmiş kuvvetler
Motorlu taşıtlara bindirilmiş asker birlikleri
kuvvet
Dayanıklı olma durumu, tahammül, mukavemet
kuvvet
Güç: "Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini, hangi şahsi kuvvet tutabilirdi?"- F. R. Atay. Şiddet, zor, cebir
kuvvet
Yetke, erk, nüfuz
kuvvet
Güç
kuvvet
Şiddet, zor, cebir
kuvvet
Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik
kuvvet
Fiziksel güç, takat
kuvvet
Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir
kuvvet
Bir ülkenin savaşçı silâhlı kuruluşları veya gücü
kuvvet
Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü: "Nasıl ki düşmanın da her gün ümidi ve kuvveti eksilecektir."- R. E. Ünaydın
kuvvet
Fiziksel güç, takat: "Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok."- Y. Z. Ortaç
Englisch - Türkisch

Definition von kuvvetler im Englisch Türkisch wörterbuch

KUVVET
(Askeri) Harekatı
kuvvetler
Favoriten