I strongly believe in respawn after death.
- Öldükten sonra tekrar canlanmaya kuvvetle inanıyorum.
Mariko's parents are strongly opposed to her marrying an American.
- Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.
Elite soldiers are trained even harder than most special forces.
- Elit askerler en özel kuvvetlerden daha fazla eğitilir.
I strongly suggest that you study harder.
- Daha sıkı çalışmanı kuvvetle öneririm.
Mariko's parents are strongly opposed to her marrying an American.
- Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.
The British people strongly opposed slavery.
- Britanya halkı köleliğe kuvvetle karşı çıktı.
Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
- Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
Tom is a retired air force major.
- Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
The third power of 3 is 27.
- Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
Which branch of the armed forces were you in?
- Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
Tom has joined the army.
- Tom silahlı kuvvetlere katıldı.
Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
- Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.