Definition von kuvvete im Türkisch Englisch wörterbuch
- kuvvet
- strength
- kuvvet
- force
Rebel forces prepared to fight.
- İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
Tom is a retired air force major.
- Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- kuvvet
- power
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
- Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- kuvvete başvurma
- direct action
- kuvvete başvurmak
- to resort to force
- kuvvete dönüş
- (Askeri) return to force
- kuvvet
- powerful
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
- kuvvet
- {i} energy
- kuvvet
- moment
- kuvvet
- (Argo) kick
- kuvvet
- strain
- kuvvet
- intensity
- kuvvet
- vires
- kuvvet
- resource
- kuvvet
- puissance
- kuvvet
- arm
Which branch of the armed forces were you in?
- Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
Tom has joined the army.
- Tom silahlı kuvvetlere katıldı.
- kuvvet
- (Askeri) balance
- kuvvet
- solid
- kuvvet
- faculty
- kuvvet
- vigour
- kuvvet
- pithiness
- kuvvet
- mightiness
- kuvvet
- forcefulness
- kuvvet
- might
Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
- Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
- kuvvet
- action
- kuvvet
- muscle
- kuvvet
- doughtiness
- kuvvet
- steam
- kuvvet
- lustiness
- kuvvet
- pep
- kuvvet
- vim
- kuvvet
- activity
- kuvvet
- the force
- KUVVET
- (Askeri) Harekatı
- kaba kuvvete başvurmadan
- without resort to force
- kaba kuvvete başvurmak
- manhandle
- kuvvet
- main
- kuvvet
- potency
- kuvvet
- vigor
- kuvvet
- stamina
- kuvvet
- robustness
- kuvvet
- vinegar
- kuvvet
- strength, power, might " güç; power
- kuvvet
- dint
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
- kuvvet
- pith
- kuvvet
- exponent
- kuvvet
- strength, power; force; vigor
- kuvvet
- (Matematik) power
- kuvvet
- sinew
- kuvvet
- vis
- kuvvet
- thews
- kuvvet
- vigour [Brit.]
- kuvvet
- zing
- kuvvet
- punch
- kuvvet
- beef
- kuvvet
- command
The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
- kuvvet
- doughty
- kuvvet
- thew
- kuvvet
- super
- kuvvet
- stress
- kuvvet
- juice
- kuvvet
- effort
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.