kusma

listen to the pronunciation of kusma
Türkisch - Englisch
vomiting

I barely restrained myself from vomiting. - Kusmamak için kendimi zar zor tuttum.

I need something for vomiting. - Kusmak için bir şeye ihtiyacım var.

{i} vomit

I need something for vomiting. - Kusmak için bir şeye ihtiyacım var.

Tom can't stop vomiting. - Tom kusmayı durduramıyor.

sickness
throwing up
spew
puke

Tom looks like he's about to puke. - Tom kusmak üzere gibi görünüyor.

vomitting
(İnşaat) desorption
(İnşaat) bleeding
disgorgement
{i} puking
sickliness
emesis
(Tıp) anabole
regurgitation
(Tıp) vomitus
(Tıp) anagoge, anagogia
retch
kusmak
puke

Tom looks like he's about to puke. - Tom kusmak üzere gibi görünüyor.

kusmak
vomit

If you feel sick, you have to vomit? - Hasta hissediyorsan kusmak zorunda mısın?

I need something for vomiting. - Kusmak için bir şeye ihtiyacım var.

kusmak
throw up

I feel very sick. I want to throw up. - Midem bulanıyor. Kusmak istiyorum.

kusmak
heave
kusmak
spew up
kusmak
spew
kusmak
spue
kusmak
reject
kusmak
spue forth
kusmak
bring up
kus
bird
kusmak
spew forth
kusmak
spew out
kusmak
disgorge
kusmak
barf
kusmak
be sick
kusmak
(Argo) technicolor yawn
kusmak
throw

I feel very sick. I want to throw up. - Midem bulanıyor. Kusmak istiyorum.

kusmak
(Dilbilim) chuck up
kusmak
vacate
kus
{f} vomiting

I need something for vomiting. - Kusmak için bir şeye ihtiyacım var.

I feel like vomiting. - Ben kusacakmış gibi hissediyorum.

kus
puke

Tom looks like he's about to puke. - Tom kusmak üzere gibi görünüyor.

Fuck, I just bought a new rug and the cat already puked on it. - Kahretsin, ben sadece yeni bir halı aldım ve kedi zaten onun üstüne kustu.

kus
spew out
kus
spew up
kus
disgorge
kus
spew
kus
{f} vomit

I need something for vomiting. - Kusmak için bir şeye ihtiyacım var.

Bob ate the snail, then vomited. - Bob salyangoz yedi,sonra kustu.

kusmak
cast up
kusmak
regorge
kusmak
regurgitate
Kusmak
chunder
Kusmak
blow chunks
kusmak
cast
kusmak
to throw up
kus
spewout
kus
spew#out
kus
{i} train

It's the first time I've thrown up in a train. - İlk defa bir trende kustum.

kus
regorge
kusmak
(for cloth) to show the marks of (a stain) despite cleaning; (for a fabric) to show traces of (its original color) despite dyeing. kusacağı gelmek to feel like vomiting, feel nauseous
kusmak
spue up
kusmak
upchuck
kusmak
spue out
kusmak
(denize) feed the fishes
kusmak
to throw up, vomit
kusmak
to vomit, to throw sth up, to bring sth up, to be sick, to spew, to puke
kusmak
{k} spit up
Türkisch - Türkisch
Kusmak işi, istifrağ
istifrağ
kay
gaseyan
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) TULGA
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) HÜV'
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) TEY'
Kusmak
boşaltmak
Kusmak
istifra etmek
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) KILS
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) NÜHU'
Kusmak
ötmek
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) KEYD
Kusmak
(Osmanlı Dönemi) MAKYA
KÛS
(Osmanlı Dönemi) f. Kös. Eskiden muharebelerde deve veya araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul
kusmak
Yeniden ortaya çıkmak, dışarıya vermek
kusmak
Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
kusmak
Reddetmek
kusmak
Yeniden ortaya çıkarmak, dışarıya vermek
kusmak
Birikmiş öfkesini söylemek
kusmak
Reddetmek: "İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı."- T. Buğra
kusma
Favoriten